Wet n Wild Alışverişim

Merhaba! Bildiğiniz gibi Gratis geçtiğimiz haftalarda Wet n Wild markasını ülkemize getirdi. Wet n Wild yabancı blogger ve Youtuberlarda sıkça gördüğümüz bir markaydı ama ülkemize geleceğini hiç düşünmemiştim, açıkçası çok şaşırdım ve sevindim. Standı ilk gördüğüm an önünde yaklaşık 45 dakika geçirdim, her şeyi inceledim, birçok ürün aldım. Aldığım ürünlerin neredeyse hiçbirini henüz denemedim ve aldıklarımı hemen sizlerle paylaşmak istedim. 

İlk olarak 8li far paletlerinden başlamak istiyorum. Yabancı blogger ve vloggerların en çok övdüğü Wet n Wild ürünlerinden olan, ülkemizde satılmadıkları sırada Gittigidiyor satıcılarında oldukça yüksek fiyatlara satılan, herkesin merak ettiği ve almak için sabırsızlandığı Comfort Zone ve renkleri tam benlik olan Petal Pusher paletlerini aldım. 

 Bu paletlerin tanesi 19,95 TL.  

Comfort Zone paleti bulabilmek için tam 8 farklı Gratis gezdim, küçük çaplı bir İstanbul turu yaptım denebilir, ve bulabildiğim tek Comfort Zone paletin sağ alttaki farının ufak bir kısmı kırılmıştı. Zaten farları asla bitiremeyeceğim için ve fiyatları da uygun olduğundan sepetime attım.

Petal Pusher paleti en sevdiğim Youtuberlardan biri olan Tati (GlamLifeGuru)'nin bir videosunda görüp aşık olmuştum. Günlük makyajımda da daha ağır makyajlar yaptığım zamanlarda da pembe ve mor tonlarını sıkça kullanıyorum, o yüzden bu paleti almamam düşünülemezdi.

Wet n Wild markasının en çok satılan bir diğer ürünü olan 3lü farlarının 3 tanesi gözüme kestirmiştim. Şansıma gittiğim Gratislerden birinde üçünü de bulmayı başardım. Bu 3lü farların fiyatı 14,95 TL.

Silent Treatment, günlük makyajımda sıkça kullanabileceğim iki rengi barındırıyor, ortadaki rengi ise makyajımı biraz koyulaştırmak için ya da eyeliner olarak kullanabilirim diye düşündüm. Renkler gerçekten birbirini tamamlayıcı olarak seçilmiş. Bu üç farla ortaya farklı farklı birçok makyaj çıkarılabilir.

Sweet As Candy adlı paletin en altındaki renk aslında gözüme biraz fazla pembe gibi görünse de en üstteki rengi çok sık kullanabileceğimi düşündüm ve ortadaki kahverengiye tam anlamıyla aşık oldum, o nedenle sepetime attım. Makyajında pembe tonları sık sık kullanan biri olduğumdan o pembe farı da bir şekilde makyajıma yakıştırabileceğime inancım tam. Bu paletteki farlar da yine birbirini çok güzel tamamlıyor, adına yakışır şekilde, şeker gibi tatlı bir palet. 

Walking on Eggshells, bu üç far paleti arasında en çok istediğimdi. Günlük kullanım için 3 far seçmem gerekse bu 3 renge yakın tonlar seçerim, adeta benim için üretilmiş gibi. Üstelik, bu üç farın da oldukça popüler bazı Mac farlarının dupe'ları olduğu söyleniyor. En alttaki far Mac'in Naked Lunch, ortadaki far Cork, en üstteki far ise Shroom farlarının birebir aynısı olarak anlatılıyor, bu farları deneyince ne kadar benzeyip benzemediklerini söyleyebilirim.

Pearlescent Pink, neredeyse tüm yabancı vloggerın sahip olduğu ve çok sevdiği bir allık, o nedenle hiç düşünmeden sepetime attım. Standdaki diğer allıklar biraz daha koyu tonlardaydı ve genelde kahverengi, mürdüm gibi renklerdeydi. Artık yaz aylarına yaklaştığımız için onları almayı şimdilik erteledim.

Elimde çok fazla far paleti olduğundan tekli far almaktan biraz kaçınsam da, bu şirin farları görünce almamazlık edemedim. Brulee, yine yabancı bloglarda sıkça gördüğüm, kemik rengi bir far ve tek başına uygulandığında göz kapağını güzelce nötrlüyor. Kitten ise The Balm Balm Jovi'deki "rem" adlı rengin neredeyse birebir aynısı, içinde altın ışıltılar içeren bir mor ama günlük kullanım için abartılı duracağını düşünmüyorum. Bu farların fiyatını tam hatırlamıyorum ama 6,95 TL olmaları gerek.

Bu ojeleri yine çok sevdiğim Youtuberlardan Leigh Ann (Leigh Ann Says) anlata anlata bitirememişti, ben de önümüzdeki aylarda sıkça kullanacağımı düşündüğüm, tam benlik iki rengini sepete attım. On a Trip oldukça canlı bir mor rengi. Bu sıralar mor renkteki her şeyi satın alıyorum, favori rengim mor olmaya başladı, o nedenle bu ojeyi pas geçmem mümkün değildi. Bite The Bullet'a benzer renklerde ojelerim var ama o an nedense bu renge bayıldım ve almak istedim. Bu ojelerin yapıları öve öve bitirilemiyor, o nedenle pişman olmayacağımı düşünüyorum, bakalım. Fiyatları 8,5 TL. 

Son zamanlarda yaptığım kozmetik alışverişlerine şöyle bir bakarsam %80'i dudak ürünlerinden oluşuyor. Çünkü havalar ısınmaya başladıkça ten makyajımı ve göz makyajımı azaltıyorum ve yüzüme canlılık getirmesi için canlı renklerde rujlar kullanmaya başlıyorum. Wet n Wild rujlardan da farklı tonlarda 5 tanesini koleksiyonuma kattım. Cherry Bomb adlı koyu bordo ruj hariç hiçbirini henüz açıp denemedim, en yakın zamanda deneyip renklerini gösterecek bir post hazırlayacağım. Bu rujların tanesi 9,95 TL. 

Rose-bud fotoğrafta öyle çıkmasa da, görebildiğim kadarıyla oldukça hoş, gül kurusuna yakın bir pembe rengi. 

Aslında açık, soğuk tonlarda pembelere pek yaklaşmasam da Think Pink adlı ruja bir şans vermek istedim. Bunda sevgili Görkem'in büyük bir etkisi oldu. Ruj konusundaki "comfort zone"umdan çıkmama habersizce yardımcı olduğu için kendisine buradan teşekkürlerimi sunuyorum ve sevgilerimi yolluyorum. Bu rujdan bahsettiği Bahar Makyaj Çantam yazısını buraya tıklayarak okuyabilirsiniz. 

Just Peachy de yine elimin normalde pek gitmeyeceği renklerden, oldukça canlı bir şeftali-pembe rengi. Kendime bu tonları pek yakıştırmasam da bu ruju da bir anda alıverdim, bunun da tek sorumlusu bu ruju hayatının ruju olarak anlatan, bu rujdan sayamadığı kadar bitiren, bu ruju her fırsatta ve neredeyse her videosunda öven sevgili Youtuber Tati (Glam Life Guru). Tati'nin hesabına buradan ulaşabilirsiniz, oldukça sık ve oldukça kaliteli videolar yüklüyor: http://www.youtube.com/user/GlamLifeGuru

Wet n Wild'dan aldığım rujlar benim için gerçekten çok şaşırtıcı oldu. Pink Suga' da normalde asla almayacağım, şeftali tonlu ve oldukça açık bir nude ruj. Bu aralar daha önce asla denemediğim tonlarda ürünler denemeye başladım, sanırım blog dünyası insanı değiştiriyor ve değişime açık bir hale getiriyor.

Ve son olarak Cherry Bomb. Diğer tüm rujları açmamak için sabrettim, bu yazıyı yazmak için bekledim ama bu alışverişi beraber yaptığım arkadaşım da bu ruju aldı ve yanımda açtı. Ruja öyle aşk dolu bakıyordu ki ben de açıp denememezlik edemezdim. Gerçekten harika bir renk, sonbahar aylarında favorim olacağına eminim ama yaz aylarında da akşam dışarı çıkarken sıkça kullanacağıma şüphem yok. Yapısı biraz kuru, ama dudağımı kupkuru göstermedi ve çizgilere dolmadı, üstelik yapısı kuru olduğu için inanılmaz uzun süre kalıcı. Yemek yediğim ve bolca su içtiğim halde hiç bozulmadan 5-6 saat kaldı, bu benim için inanılmaz bir durum. 

Benim Wet n Wild markasından ilk alışverişim bu şekildeydi. Aldığım ürünlerinin hepsinin detaylı yazıları önümüzdeki günlerde gelecek. Öncelikle Gratis'e bizi bu markayla buluşturduğu için teşekkür etmek istiyorum. Üstelik fiyatları yurt dışı fiyatlarına gerçekten çok yakın, arada kesinlikle uçurum yok, ki bu gerçekten çok önemli bir nokta. Bir de, en yakın zamanda Revlon ve Urban Decay markalarının da ülkemize gelmesini diliyorum. 

Bu alışverişi yaparken sizleri de unutmadım, yukarıda gördüğünüz ürünlerin çoğundan biri kendime, biri size olmak üzere ikişer tane aldım ve yanına birkaç ürün daha ekleyip bir çekiliş hazırladım. Önümüzdeki 1-2 gün içinde blogumun ilk çekilişini başlatacağım ve bunun için sabırsızlanıyorum. Takipte kalın, görüşmek üzere!