Yüz İçin Favori SPF'lerim

Merhaba! Geçtiğimiz günlerde evdeki dergilerin yazlık sayılarını karıştırırken karşıma bu sayfa çıktı, ve sayfayı görür görmez aklıma güneş korumasıyla ilgili bir yazı yazmak geldi. Ben de hemen uzun zamandır severek kullandığım, yüz bölgesine uygulanan favori SPF'lerimi topladım, size minik bir dosya hazırladım.

İlk önce bu ürünlerin içinde en uzun süredir kullandığımdan başlamak istiyorum: Bioderma Photoderm AKN Mat SPF 30. Oldukça beyaz tenliyim, güneşten hemen etkileniyorum ve karma bir cilt yapısına sahibim. Bu nedenle iyi bir SPF arayışındayken dermatoloğum 2 sene önce bana çok sevdiğim Bioderma'nın bu ürününü önerdiğinde hemen almıştım. O zamandan beri çok SPF denemişsem de bu mutlaka elimin altında bulunur. Hatta Paris'e gittiğimde utanmadan 4 tane alıp stok yapmıştım, o yüzden yakın zamanda kendisinden vazgeçeceğimi düşünmüyorum.

Yapısından bahsetmem gerekirse, çok katı değil, çok sıvı da değil, çabuk emiliyor ve yüzü bembeyaz bırakmıyor. Kokusu oldukça hafif, ki yüzüme sürdüğüm ürünlerin kokularına karşı oldukça hassasım, beni rahatsız etmedi. Her ne kadar matlaştırıcı olduğunu söylese de pek mat bir efekt gördüğümü söyleyemeyeceğim, ama çoğu SPF'in yaptığı gibi yüzü neredeyse ıslak denebilecek kadar parlak bırakmıyor, doğal bir bitişi var.

La Roche Posay Anthelios XL Fluid Extreme SPF 50+ yine Paris'ten aldığım bir üründü. La Roche Posay termal su ile beraber bir paket halinde satılıyordu ve oldukça uygun bir fiyatı olduğundan denemek istemiştim. Açıkçası bu SPF'in yapısını beğeniyorum, fluid tanımına yaraşır bir şekilde oldukça sıvı, neredeyse su gibi bir yapısı var. Ama ben katı yapılı SPF'lerdense bu tür akışkan olanları tercih ediyorum, çünkü daha kolay uyguluyorum ve cildim daha çabuk emiyor. Ama yüzümü biraz beyaz bıraktığını söylemeliyim, bu durumdan rahatsız olduğum ama yapısını ve koruyuculuğunu sevdiğim için de bir alttaki ürünü aldım. 

 

La Roche Posay Anthelios XL Fluid Extreme Teinte SPF 50+ üstteki ürünün birebir aynısı, sadece hafifçe renk veriyor. Bu şekilde yapısını ve koruyuculuğunu sevdiğim bu güneş koruyucusunun yüzümü beyaz bırakma sorununu da çözmüş oldum, aslında almam gereken buymuş yani. Yanılmıyorsam tek rengi var, ama çok değişik bir renk, ben beyaz tenliyim, annem buğday tenli ama ikimize de uyuyor. Yani çok pigmentli değil. Eğer üstteki mi bu mu deseniz bir daha alacak olsam bunu alırım mutlaka.

Clinique SPF 30 Face Cream geçen yaz Sephora'da yanılmıyorsam 25-30 TL civarında satılıyordu, Clinique sevdiğim bir marka olduğundan sepete atmıştım. Bunun yapısı biraz daha yoğun ve katı, ama kolayca yediriliyor. Cildim bu ürünü biraz daha geç emiyor. Kokusu yine hafif, klasik güneş kremi kokusu. Bu güneş kreminin ekstra iddiaları falan yok, işini gayet iyi yapıyor. Bir daha alır mıyım? Yine uygun fiyatta görürsem belki alabilirim çünkü Clinique güvendiğim bir marka.

Tüm bu tekrar alabilirim muhabbetlerinden sonra, yeni tanıştığım ve yukarıdaki tüm bu SPF'lerin pabucunu dama attıran bir üründen bahsetmek istiyorum. Kiehl's Ultra Light Daily UV Defence Spf 50. Bu krem bir ha-ri-ka! En sevdiğim blogger/Youtuberlardan ViviannaDoesMakeup bu ürünü öve öve bitirememişti, ben de bir Kiehl's alışverişimde testerını istedim. Kiehl's tester konusunda en cömert markalardan birisi, istediğiniz ürünün testerını hiç mırın kırın etmeden, surat asmadan veriyorlar. Kiehl's mağazalarını ziyaret etmek bu nedenle ayrı bir keyif. 

Beni en çok şaşırtan yönü neredeyse yüzüme sürdüğüm an emilmesi oldu. Kolay emilen SPF'lerle karşılaşsam da daha önce hiç SPF'i yüzüme uyguladıktan 15-20 saniye sonra makyajıma başlayabildiğim olmamıştı. İncecik bir yapısı var, gerçekten mükemmel. Kokusu hiç rahatsız edici değil. Oldukça hassas olan cildimi hiç rahatsız etmedi. Kısacası yapması gereken her şeyi fazlasıyla yapıyor! Bu testerlar bittiği anda tam boyunu kesinlikle alacağım, önümüzdeki günlerde bir Kiehl's mağazası yolu gözüktü.  

Tüm bu SPF'lerden bahsetmişken, önemli olduğunu düşündüğüm birkaç konuyu vurgulamak istiyorum.

- Ben vücuduma kullandığım güneş koruyucularını yıllardır asla yüzüme kullanmıyorum. Yapıları, içerikleri mi farklı bilinmez ama şu ana kadar hep yüzümü irrite ettiler. Ayrıca yüz için ayrı SPF'ler kullanmamız gerekiyor ki her markanın sadece yüz bölgesine özel birçok SPF'i var, değil mi?

- Dermatoloğum bana SPF 30'un altındaki güneş koruyucularını önermediğini, işe yaramadıklarını düşündüğünü söylemişti, daha sonrasında bu cümleyi konuştuğum her dermatologdan ve cilt bakım uzmanından duydum. Hatta çoğu dermatolog SPF 30 üstü olanların bir anlam ifade etmediğini, en doğrusunun SPF 30 kullanmak olduğunu söylüyor, ama ben SPF 30 ve SPF 50 arasında gidip geliyorum, cildimi güneşten oldukça iyi koruyorlar.

- SPF sadece güneş gördüğümüz zaman kullanılan bir şey olmamalı. Tüm dermatologların, cilt bakım uzmanlarının da belirttiği gibi, güneş ışınları yıl boyunca varlar, kışın bile. Dolayısıyla cildimizin yaşlanmasını, kırışmasını, dokusunun bozulmasını ve güneş lekeleri oluşumunu geciktirmek istiyorsak SPF günlük rutininizin bir parçası olmalı. Üşeneceğinizi düşündüğünüze eminim ama eğer kolay emilen bir SPF kullanırsanız inanın hiçbir zaman kaybettirmiyor ve uzun vadeli çok fazla pozitif etkisi var. 

- Bir de şunu söylemeliyim, benim kullandığım fondötenin, BB kremin, renkli nemlendiricinin, pudranın içinde SPF var diyerek makyajınızın altına SPF kullanmayı atlamayın. 40 küsür yaşında olmasına rağmen bu yaşı asla göstermeyen ve oldukça genç görünümlü bir cilde sahip olduğu için cilt bakımı konusunda söylediği her şeye çok güvendiğim, Hollywood yıldızlarının makyaj artisti Lisa Eldridge ve cilt bakımı konusundaki bilgisine kimsenin yanına yaklaşamayacağını düşündüğüm Caroline Hirons, bunu sürekli belirtiyor. Siz güneş koruyucunuzu sürün, üstüne sürdüğünüz fondöteninizin içindeki SPF de ekstrası olsun. 

Benim SPF konusunda paylaşmak istediklerim ve yüzüm için severek kullandığım güneş koruyucularım bu şekildeydi. Eğer sizin de severek kullandığınız güneş koruyucuları, önermek istediğiniz ürünler varsa mutlaka yorum olarak bırakın. Görüşmek üzere!